بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُۥ هُمُ ٱلْبَاقِينَ ﴿٧٧

Zürriyyetini (yer yüzünde) devamlı kalanların ta kendileri kıldık.

– Hasan Basri Çantay

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِى ٱلْءَاخِرِينَ ﴿٧٨

Sonra gelen (peygamberler ve ümmet) ler arasında da ona (iyi bir nâm) bırakdık.

– Hasan Basri Çantay

سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٍ فِى ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٧٩

(Bütün) âlemler içinde (bizden) Nuuha selâm.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ﴿٨٠

Şübhesiz biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ مِنْ عِبَادِنَا ٱلْمُؤْمِنِينَ ﴿٨١

Hakıykat o, bizim mü'min kullarımızdandı.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ أَغْرَقْنَا ٱلْءَاخَرِينَ ﴿٨٢

Nihayet ötekilerini (suda) boğduk.

– Hasan Basri Çantay

وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِۦ لَإِبْرَٰهِيمَ ﴿٨٣

Şübhesiz İbrâhîm de onun fırkasındandı.

– Hasan Basri Çantay

إِذْ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ ﴿٨٤

Çünkü o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişdi.

– Hasan Basri Çantay

إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِۦ مَاذَا تَعْبُدُونَ ﴿٨٥

O zaman babasına ve kavmine demişdi ki: «Siz nelere tapıyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

أَئِفْكًا ءَالِهَةً دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ﴿٨٦

«Yalancılık etmek için mi Allâhı bırakıb düzme Tanrılar diliyorsunuz»?

– Hasan Basri Çantay

فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٨٧

«Âlemlerin Rabbine zannınız nedir (böyle)»?

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu